Sadece Kırgızistan’ın değil, Orta Asya’nın hatta, bütün Asya kıtasının en büyük pazarı denen Hoş Pazara yaklaştıkça sokaktaki insanlarında değiştiğini, fakir bir semte doğru gittiğimizi anlamak hiç de uzmanlık gerektirmeyen bir tablo idi. Birden fazla giriş kapısı olan pazarın ana giriş kapısı olan yere gelip indiğimizde ilk gözümüze çarpan bir Türk Bankasının ( Demir Bank ) şubesi gözümüze çarptı. Başka Bankalarda vardı, sonradan öğrendiğimize göre FETÖ’nün Asya Bank’ı da varmış. Tabelası Kril Alfebesi ile yazılı! (Hatta Kırgızistan’a FETÖ’cülerin en fazla olduğu ve rahat ettiği ülke diyorlar.Devlet Başkanlarının seçiminde bile etkili olmuşlar. 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra Kırgızistan’daki FETÖ okulları, okullara astıkları Türk Bayrağını bir daha asmamışlar, adlarını değiştirmişler,ama eski tas, eski hamam, eski kafa ve malum ideoloji ve sistemle eğitim öğretime devam ettikleri bilgisine ulaştık.)



Pazarın girişi pek de tekin görünmeyen yüzlerce genç tarafından istila edilmiş. Ayak üstü alış-veriş yapanlar, eskiden İstanbul’da olduğu gibi bıçkın tombalacı görünümlü insanlar, yine eskiden Türkiye’de panayırlarda olduğu gibi halka attıranlar.
Son Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aşıran ile birbirimize baktık. “ Abi, buralar pek tekin yerler değil sanırım, cüzdanına pasaportuna dikkat et” diye uyardı beni.Akşam otele döndüğümüzde gazeteci arkadaşlarımızdan birinin ‘Hoş Pazar’da cüzdanının çalındığını öğrendik.
Bizi uyarmışlardı, tek tek dolaşmayın guruplar halinde gezin, demişlerdi.

Pazara ağır bir yağ kokusu sinmiş. Yok yok... Fakat pazarın içine girdiğinizde sanki zaman makinesine girmiş gibi kendinizi 50-60 yıl öncesinin Türkiye’sinde gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Açıkta satılan yiyecekler, etler, aklınıza ne gelirse var. İnsanlar güler yüzlü. Mallarını satmak için yırtınmıyorlar. Laf olsun diye birkaç şeye bakıyoruz, söyledikleri fiyatın yarısını söyle demişlerdi, biz alıcı olmadığımız için dörtte bir fiyat veriyoruz, olmuyor. Dilde pek sorun yaşamıyoruz, rakamlar aynı, bir çok kelime aynı. Türkiye’den geldiğimizi söylediğimizde yüzleri bir başka gülüyor. Ortalama gelirin 800 TL olduğu Kazakistan’da bir çok ürünün fiyatı Türkiye ile aynı…
Yiyecek-İçecek bölümünün bir sokağını yürüdükten sonra elektronik, elektrikli ürün satan bölüme geçiyoruz. Kapalı çarşı gibi bir yer, sokakların eni bir- bir buçuk metre kadar. İki insan yan yana yürümesi zor. Sabah erken olduğundan henüz kalabalık değil. İki sokak zor dolaşıyoruz. Ağır bir koku hakim, deri mamullerinden tutun da, aklınıza gelecek Çin başta olmak üzere Uzak Doğuda üretilen ne varsa bulmak mümkün. Ayrıca orta yaşlı insanların bile zor hatırladığı eski cihazlarda arzı endam ediyor.
İki gün yetmez dolaşamaya, dedikleri pazara yarım saat zor dayanabildik.
Taksiden indiğimiz yere gelip, taksi demeye bin şahit bir taksiye binmeden önce pazarlık ettik. Bizi şehir merkezine, müzelerin sarayların olduğu yere götür, dedik, biraz zor oldu anlatmak ama sonunda anlaştık. En komik olanı da Ömer beyin Kırgızlarla konuşurken, Türkçe, İngilizce anlatamayınca Hollandaca anlatmaya çalışması idi.



Bir şehri tanımak için o şehrin caddelerinde, parklarında, sokaklarında yürümek lazım, sözünü kendimize şiar edip, taksicinin bizi bıraktığı noktadan ve saat 11:00 sularında yayan olarak başlayan Bişkek gezimiz akşam 17:00 ‘de otel de son buldu.
Akşam Yemeği için Manas Üniversitesi’ne davet edildik. Cengiz Aytmatov Kampüsü’nde hizmet veren üniversitemiz, altyapısıyla, yalnızca Kırgızistan’da değil Orta Asya’daki en gelişmiş üniversitelerin başında yer alıyor. Üniversitenin İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamza ÇAKIR, 40 yıllık dost, 40 yıllık hasret gibi kapıda tek tek karşılayarak, sarıldı, kucakladı, Hoş geldiniz dedi, hasretle…



Manas Üniversitesi hakkında çok şey yazıp söylemek lazım, çünkü hak ediyor. Türkiye’nin Türk Cumhuriyetlerde, ya da Türkiye dışında yaptığı en önemli en hayırlı işlerden, eserlerden biri değil en başta olanı bence Manas Üniversitesi…
30 Eylül 1995 tarihinde İzmir’de imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgızistan Cumhuriyeti hükümeti arasında Kırgızistan’ın başkenti Bişkek şehrinde Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi kurulmasına dair anlaşma”nın her iki ülke yetkili makamlarınca onaylanmasına müteakip 1997-1998 öğretim yılında öğretime başlamıştır”, diyorlar verdikleri bilgilerde.



Manas Üniversitesi’nin dünyanın sayılı Üniversiteler arasında yer almasında Türk siyasetçilerinden Tansu Çiller, Süleyman Demirel, Recep Tayyip Erdoğan’ın ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun paylarının büyük olduğunu öğrencisinden rektörüne herkes saygı ve minnetle vurguluyor.
Yazının burasına kadar okuduysanız eğer Manas Üniversitesi hakkında daha fazla bilgi için: http://www.manas.edu.kg
Kimbilir beklide ileride sizin çocuğunuz veya bir yakınınızın akrabanızın çocuğu Kırgızistan’a okumak için gidiyorum diyebilir.
Çünkü 7 bin öğrencinin 1.300’ü Türkiye’den gelmiş, diğerleri onlarca değişik ülkeden ama ağırlıklı olarak Kırgız öğrenciler
Asya ülkeleri arasında yüksek öğretim’de ve yönetiminde bir çok ilklere imza atan ve öncü olan Manas Üniversitesi’ne bir gün sonra yine geleceğiz. Çünkü 6 Ülke 1 Festival adı altında yapılan film festivalinin ödül törenine katılacağız ve Kırgızistan’a geliş amaçlarımızdan olan Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Başkanlar Konseyi Toplantısı Manas Üniversitesi’nde yapılacak



Bişkek sokaklarından izlenimler:
- Sokaklarda yaşlı nüfus pek yok, çoğu genç ve öğrenci.
- İki Bişkek var, biri zengin biri fakir, ardaki fark çok büyük.
- İnsanlar güler yüzlü ve Türkleri seviyorlar
- Sokaklarda Manas Üniversitesi kampüsünde karşılaştığımız, konuştuğumuz gençlerin en büyük hayali Türkiye’ye kapağı atmak.
-Hoş Pazar’daki o keşmekeş, şehrin merkezinde ve bu yüzünde kesinlikle yok, yollar bakımlı,trafik düzgün, yayalara saygı had safhada.
- Bir çok Türk işyeri var, en rağbet görenler ise döneciler.
-Bişkek’de eski mimari ve eserler korunurken, şehirde modern mimari ile yapılmış gökdelenler yükselmeye başlamış.
-Parklar bakımlı ve heykellerle dolu.
-Resmi binalar, okullar Sovyet Rusya’dan kalma olduğu hemen belli oluyor.

Devam edecek….
Yavuz Nufel

Yazı serisinin birinci bölümü:
http://sonhaber.eu/gundem/atayurdumuzda-3-suramiz-yapildi/

İkinci bölümü:
http://sonhaber.eu/gundem/kazakistandan-turk-gazeteciler-gecti/

Üçüncü bölümü:
http://sonhaber.eu/gundem/kazakistan-kirgizistan-seyehatnamesi-3/

SONHABER.EU