Haber: Aylin Yazan



"Araya Almanya Girdi, Türkisch Mann, Gurbet, Guten Morgen Mayistero". Bunlar Almanya'ya 1960'larda göçen ilk Türk işçilerin, yeni tanıştıkları hayatı, beraberlerinde götürdükleri kültürle harmanlayarak ürettikleri şarkılardan sadece birkaçı...



Almanya'ya göçen işçiler memleket hasretlerini, hüzünlerini, yaşadıkları yabancılık hissini şarkılarla dile getiriyor, işçi yurtlarında, derneklerde, düğün salonlarında bu şarkıları çalıyorlardı.



Yıllarla göçmen işçi sayısındaki artışa paralel olarak, bu müzik de büyüdü. Ancak "Misafir işçilerin" 1960'lardan itibaren ürettikleri müzikler kendileri gibi Almanya toplumunda uzunca bir süre "misafir", bir "alt kültür" olarak kaldı.



Ancak bu şarkılar, Almanya'nın sonunda bir göç ülkesi olduğunu kabul etmesi ve özellikle Avrupa'da son yıllarda Türk folk/Anadolu rock müzik türlerinin popülerlik kazanmasıyla yeniden duyulur hale geldi.



Bu durumda en büyük paylardan biri de, "Songs of Gastarbeiter" (Misafir İşçilerin Şarkıları) albümüne ait.



2011 yılında Almanya ve Türkiye arasındaki İş Gücü Anlaşması'nın 50. yılında ortaya çıkan projenin albümleşmesi 2013 yılını buldu.



Projenin ortak kuratörleri İmran Ayata ve Bülent Kullukçu, Londra'da göçmen işçilerle ilgili bir etkinlikte Misafir İşçilerin Şarkılarını ve bu şarkıların Almanya'nın mevcut kültürel ortamında yarattığı etkiyi anlattı.



Özellikle Alman basınından beklemedikleri bir ilgi gördüklerini söyleyen Ayata "Bu ilgi, ırkçılığın nasıl işlediğini ve göçmenlere nasıl bakıldığını da ortaya çıkardı" diyor.



WhatsApp’ta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın



BBC



adresinden dinliyenilirsiniz!