Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür. Kazanç sağlamak için yaparak e başlayın. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki:.

Bir mıh bir nalı kurtarır.

Bir nal bir atı, bir at bir komutanı,

Bir komutan bir orduyu,

Bir ordu bir ülkeyi kurtarır, derler…



Arabasıyla sıla yoluna düşenler/düşecekler:

Mıh da elinizde nalda, at altınızda, ailenizin komutanı da sizsiniz, hasretlerinizi, özlemlerinizi kurtaracağınız ülke işte orada…

Fakat yola çıkar çıkmaz:



–Benim arabam şu marka, şu kadar beygir gücünde, deyip gaza yüklenirseniz;

-Kendinizi formula yarış pilotu gibi hissederseniz;

-Başkalarının da canından sorumlu olduğunuzu unutursanız!..

-Hayatınızın küçücük bir vidaya bağlı olduğunu düşünmezseniz…

-Uykunuz geldiğinde bir kenara çekip uyumazsanız!

-Su aygırı gibi ağzınızı aça aça hâlâ araba sürmeye devam ederseniz!..

– On beş, on altı yaşlarındaki çocuğunuza “eli alışsın” diye arabanızı verirseniz!..

– Tabakhanenin sözleşmeli kuryesiymişsiniz gibi acele ederseniz!…

-Sadece kullandığınız arabadan değil, sağınızda solunuzda, önünüzde ve arkanızda beş arabadan sorumlu olduğunuzu bilmezseniz;

-Temizliğin imandan geldiğini unutursanız…

– Yediğiniz,içtiğiniz park ve dinlenme tesislerinde çöplerinizi sağa sola atarsanız!..

– Aslanın yattığı; Türk´ün geçtiği yerden belli olduğunu göstermezseniz!

– Bireysel yanlışlarınızın, hatalarınızın, kusurlarınızın sadece sizi ilgilendirmediği bilincinde değilseniz!..

-Allah göstermesin, hele hele de ölümcül bir kazaya sebebiyet verirseniz;



Kaza, ölüm haberinizi yazan gazeteci meslektaşlarım adına hiç birinize hakkımı helal etmem…



Tekrar tüm yüreğimle söylüyorum: Allah göstermesin bir kazada hem de şuçlu olarak ölmeniz halinde mezar taşınıza aşağıdaki cümlelerden birini yazar/yazdırıdım:

–24 saatte geldiği ile övünürdü,

– Acele etti, b.. yoluna gitti,

– Yiğidim, aslanım 200 km basardı, şimdi burada yatıyor,

– Hani sen hızlı şofördün, benzinin mi bitti!

-Kendi başını yediği yetmedi, ailesini de beraberinde götürdü,

-Bu mezarda bir katil var,

-Ömrü yollarda geçti, bu sonu kendi seçti,

– Hızlı yaşamaz ama hızlı sürerdi, şimdi ne pedal kaldı ne gaz,

-O bir Almancıydı, o şimdi burada yatıyor.

-Ne oldu, gümrüğe mi takıldın…

Böyle bir mezar taşınız olsun istemezsiniz değil mi?

Ölüp gitmekle kurtulacağınız sanmayın sakın, yaralanmasına, ölümüne sebebiyet verdiğiniz kişi ve kişilerin öteki dünyada hesabını vereceğiniz ise ayır bir konu…



Allah´ın izniyle sılaya vardınız, memleket havasını soluyorsunuz farz edelim…

–Burada yaşadığınız zorlukları unutup garibanlara hava atarsanız..

-Birkaç garibanı esir alıp Avrupa´ya gelme/kapağı attırma hayali kurdurursanız…

Yerinden yurdundan edip buralarda rezil rüsva ettiğiniz edeceğiniz insanlar adına da size hakkımı helal etmem!

Siz siz olun Avrupa´ya kapağı atmak isteyenlere:

-Oturun oturduğunuz yerde demezseniz;

– Avrupa´daki insanların ay başını getiremediğini anlatmazsanız;

-Türk bakkallarında veresiye defterlerinin kabarıklığından söz etmezseniz;

– Çocukluğumuzdan hafızamızda kalan “Veresiye Satan- Peşin Satan” karikatürlerinin esnaf duvarlarında pek moda olmaya başladığını saklarsanız;

” Abi oralara gitmenin bir yolu var mı” şeklinde bir soru ile karşılaşırsam mumunuz yatsıda değil, ikindide söner bilesiniz!…



Rotterdam Kocatepe Cami berberi Yılmaz Dinçkan bahanelerden o kadar bıkıp usanmış olmalı ki, “Hammurabi Kanunları” gibi kurallar yazıp aşmış duvarına..

-Yarın gelirim…

-Az sonra uğrarım…

-Haftaya gelirim…

-Birisiyle gönderirim…

-Aybaşında uğrarım…

-Dönüşte uğrarım..

-Bozuğum yok…

-Cüzdanımı unutmuşum, vb bahaneler bu dükkanda geçerli değildir..

Demek ki insanlara iki ayda bir beş altı avro tıraş parası vermek bile ağır geliyor… Bu yazı bile hâlâ size bir şey anlatmıyorsa ben size daha ne diyeyim bilmem ki!

Bu da benden size yol rehberi olsun!. Kesip yol haritasının bir kenarına mı yapıştırırsınız, arabanızın torpidosunda saklarsınız, aklınızda mı tutarsınız sizin bileceğiniz iş…

Fakat yazdıklarımı ciddiye almazsanız hakkımı helal etmem!..

Hadi bakalım, yolunuz açık olsun; tekerinize taş , gözünüze yaş değmesin…



Yavuz Nufel