Haber / Yorum / Cevap hakkı

Hollandalı Türk siyasilerden Bahattin Erbaş, geçtiğimiz günlerde yayınladığımız bir habere (http://sonhaber.eu/politika/bahattin-erbasa-yolsuzluk-suclamasi/ ) cevap hakkını sosyal medya’da kullanmış.

Erbaş, yayınlanan habere cevap niteliği taşıyan yazsısında, “Hollanda'nın saygın haber organlarında yer bulamayıp, dedi-kodu haberler yayınlayan gazetenin” diyerek, bizim yayın politkamızı kendince belirlemiş. Bu tespite kargalar bile gülerken gerek son haber.nl gerek son fm olarak bizim yaptığımız yayınlarla ilgili sayfalar dolusu övg, takdir dolu sözlerini burada yayınlayamaycağız elbette.
Hani köprüyü geçene kadar eşeğe dayı demiştir desek, eşek eşek de, ( biz oluyoruz ), köprünün ucu fosettik çukuruna çıkar…

Bir siyasetçi haber ile dedi-koduyu ayırmayacak kadar değerlendirmeden yoksun ise o kişinin siysette varacağı nokta ve gelceği son köprünün öbür ucudur. O ucunda nereye çıktığını yukarıdaki cümlede yazdık.Sayfalar dolusu yoruma açık bir tartışma başlatabilecek bu duruma bir nokta koymadan önce

Bahattin Erbaş’ın kendince; kendi penceresinden, kendi bilgi ve tecrübeleri ile sabahlara kadar düşünüp taşınıp, “ aha şimdi oldu” dediği cevap hakkını biz sosyal meday hesabuından aldık ve noktasına virgülüne dahi dokunmadan yayınlıyoruz:

Merhaba canlar,
Öncelikle Türkiyemizde yaşanan olaylardan ve hemen hemen her gün verdiğimiz şehitlerden duyduğum derin üzüntüyü sizlerle paylaşmak istiyorum. Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Turhal'da, doğduğum ve 17 yaşına kadar yaşadığm, memleketimdeki üç haftalık tatil esnasında Fatih Dumanın 'Sus ey nevsim' kitabını playbook ta biraz okudum. Kitab, konunun ağır olmasına rağmen, çok akıcı bir şekilde kaleme alınmış ve kendinle özleştirerek keyifle okunuyor. Bu kitapdan kendime not aldığım önemli nokta:
bizi yöneten tek şeyin nefsimiz olduğu, nefsimizi kontrol altına almanın, nefsimizi yönetmenin bizim elimizde olduğu ve bunu başarabilmek için ise azim ve sabırın yeterli olduğu vurgusunun yapılması.
Bu bilinçle hareket etmek ve bunu bir ömür sürdürmek olmazsa olmazlardan.
Ben bunun basit bir örneğini kendimde uyguladım. Hollanda'da facebooksuz yapamaz iken, Turhal da internet imkanı olmasına rağmen, üç hafta boyuncs hiç facebookta dolaşmadım.
Tüm vaktimi annem, babam ve akrabalarla geçirdim. Yılların hasretini sevdiklerimle giderirken inanılmaz haz aldım ve mutlu oldum.
Tabiki sosyal medyadan, sanal alemden uzak, hayatın gerçeğini yaşayan halkla bire bir sohbetlerimde oldu. Gencinden yaşlısına, işçisinden emeklisine, ögrencisinden bürokratına, bir çok insanla Türkiyemizii konuştuk. Ana konu tabiiki terör olayları, her gün kahrolduğumuz şehit haberleri ve siyaset (1 kasım seçimleri).
Böylece sanal alemde ahkam kesen kişileri takip etme yerine, Türkiye insanımızın kendisinden Türkiye gerçeğini takip ettim ve kendime ileriye yönelik dersler çıkardım.
Memleket havasının verdiği pozitif enerji ve huzurla, Hollanda'ya dönüşümdede bu iyi alışkanlığımı devam ettirmeye karar verdim. Ve bir daha geri gelmeyecek değerli zamanımı facebook ta saçma sapan paylaşımların tutsağında öldürmemeye karar verdim.
Bundan sonra facebooku sadece ve sadece işim, toplumsal ve siyasi çalışmalarım için fonksiyonel kullanacağım.
Ayrıca birde tabiki, hiç bir araştırma yapmadan, sorup soruşturmadan, hazırlanan ve haber değeri taşımayan haberleri takip etmeme kararıda aldım. Hollanda'nın saygın haber organlarında yer bulamayıp, dedi-kodu haberler yayınlayan gazetenin sayfasında yer alan haberleri Türkçeye çevirerek haber yapan ve bunu bizlere okumaya sunarak, zamanımı boşa harcamak istemiyorum.
Böyle bir haber benimle ilgilide yapılmış.
Sağolsun bazı basın kuruluşları benim popülerliğimi korumam için çok çaba sarfediyorlar. Kendilerine sonsuz teşekkürler!
Bu haberler tabiki konunun özünden saptıralarak, 'çamur at izi kalsın' amacı taşıyor. Ama ben öyle bir yapıya ve duruşa sahibimki bu atılan çamurla bende iz bırakmıyor.
Olayın esası şöyle:
Bilindiği gibi ben Mart 2015 tarihine kadar Güney Hollanda Eyalet Meclisi'nde bağımsız üye idim ve Fractie Erbas olarak kendi meclis gurubum vardı. Ve bu sıfatla bana bütçe tahsis edilmişti. Bu bütçenin
2014 yılındaki harcamalarına dair hazırlanıp sunulan mali raporda, bazı harcamaların meclis iç tüzüğüyle ters düştüğü yetkili komisyon tarafından tespit edilmiş ve bu konuda benden, Türkiye dönüşü, ayrıntılı bilgi ve belge istenmesine karar verilmiş. Hepsi bu. Haberlerde ima edildiği gibi her hangi bir uygunsuzluk yada yolsuzluk söz konusu değildir.
Türkiye dönüşü ben Eyalet yekilleri ile görüştüm ve Kasım ayı başında yapılacak meclis gurup başkanları toplantısında gerekli ek bilgi ve belgeler şahsım tarafında sunulacak ve bu konu açıklığa kavuşacak.
Bu durumu teyit etmek isteyenler, Eyalet yetkilileri ile temasa geçebilirler.
Fonksiyonel ve gerçekci paylaşımlarda buluşmak dileğiyle hoşca ve sağlıcakla kalınız canlar!