Belçika Flaman Bölge Hükümeti Ekonomi, Yenilik, Çalışma, Sosyal Ekonomi ve Tarım Bakanı Jo Brouns, vatandaşlarımız ile istişare toplantısında bir araya geldi.
Çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 80’nin üzerinde derneği bünyesinde barındıran Bindus (Türk Dernekleri Birliği) Heusden-Zolder şubesinde gerçekleştirilen toplantıda Fas kökenli Federal Milletvekili Nawal Farih de hazır bulundu
Açılış konuşmasını Bindus Müdürü Selamet Belkıran yaptı. Belkıran, “Bindus federasyonumuza bağlı olan 80’nin üzerinde çeşitli alanlarda faaliyet gösteren dernek mevcut. Bu dernekler arasında sadece Türk dernekleri değil, Belçikalı, Faslı, Bosnalı derneklerde bulunmakta. Merkezimiz Anvers kentinde yer almakta olup Brüksel ve Heusden-Zolder’de de birer şubemiz bulunmakta” dedi.
Bakan Brouns, konuşmasında Flanders'daki uzun vadeli hastaların yeniden işe entegrasyonunu hızlandırmak istendiğini dile getirdi.
Şu anda Flanders'da (Flaman kesimi) 250 binden fazla uzun süreli hasta bulunduğunu bu sayının, bugün iş arayanların sayısından daha fazla olduğunu belirten Bakan Brouns, “Sağlık sorunları olan kişilerin topluma yeniden entegrasyonu konusunda ek adımlar atarak bir ‘Hızlandırma Planı’ üzerinde çalışmaktayım. Bu planın uygulanmasında bugün, ilk eylem olarak, sağlık sorunları yaşayan insanlara erken bir aşamada ulaşarak onların topluma geri dönmelerine yönelik adımlar atmaya yönelik bir refah veya bakım ortamında eylemler oluşturabilecek kuruluşlara bir çağrı başlatılıyorum.” dedi.
Bakan planın Flaman Hükümeti tarafından geçen cuma günü onaylandığını ve yıllık bazda en az 4 bin kişinin daha VDAB'ye (İş ve işçi bulma kurumu) yönlendirileceğini ve 2 yıl süreyle 6 milyon euro ek kaynak sağlanacağını kaydetti.
Bakan sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün Flanders'da 250 binden fazla uzun süreli hasta insan var; iş arayan 213 binden çok daha fazlası. Bugün her 100 Flamandan 77'si çalışıyor, 2'si işsiz ve 21'i profesyonel olarak aktif değil. Aktif olmayan 21 kişiden en az 6'sı engelli. Uzun süredir hasta olan kişilerin işgücü piyasasına yeniden entegrasyonunu desteklemek için halihazırda birçok çaba sarf edilmiştir. Örneğin geçen yıl RIZIV, sigorta kurumları ve VDAB arasında yeni bir çerçeve anlaşması imzalandı ve insanların işgücü piyasasıyla bağlarını kaybetmemeleri için yenilikçi proje ve yöntemlerle denemeler yapıldı. Bununla birlikte, VDAB ve ortaklarının yeniden entegrasyon programına yılda 12 bin hastanın (2023'te 10 bin) başlatılması yönünde önerilen hedefe (henüz) ulaşılamamıştır. Vites yükseltmek için güçlü, bütünleştirici ve bağlayıcı bir yaklaşıma odaklanan bu planın daha büyük başarılara yol açması bekleniyor. Hastalık durumunda her zaman ilk dikkat edilmesi gereken iyileşme ve sağlık olmalıdır, ancak işe dönmeyi bir ceza olarak görmemeliyiz. İnsanların işgücü piyasasından kalıcı olarak ayrılmalarını engellemeliyiz. Bu nedenle sağlık sorunları olan kişilerin yeniden entegrasyonu hem ilgili kişi hem de toplumumuz için hayati öneme sahiptir. Bu yasama döneminde uzun süredir hasta olan kişilerin işe dönüşünü desteklemek için birçok çaba sarf edildi, ancak gösterilen çabaların henüz istenilen sonuçları vermediğini görüyoruz.”
Uzun vadeli hastalara daha erken ulaşmak
Bakan Brouns; Hızlandırma Planı’nın şu anda VDAB, sosyal ortaklar ve çeşitli uzman hizmet sağlayıcılar gibi birçok önemli paydaşla test edildiğini , Uzman kuruluşların, sosyal yardım veya bakım ortamında (örn. hastane, birinci basamak bakım bölgesi, genel muayenehane vb.) sağlık sorunları olan kişilere ulaşıp onları bilgilendirmek ve böylece bu kişilere doğru somut adımlar atabilmeleri için eylemler oluşturacakları geniş bir çağrı başlattığını ifade etti.
Plan dahilindeki eylemlerin, sağlık sorunları yaşayan kişileri VDAB'a kaydolmaları ve işe geri adım atmaları konusunda bilgilendirmeyi ve motive etmeyi amaçladığını belirten Bakan Brouns, “Bu esas olarak kendiliğinden işe dönmeyen kişilerle ilgilidir. Kişinin VDAB'a kayıt olmasıyla işlemler tamamlanır. VDAB'da ilgili kişi işe yönelik uygun yönlendirmeyi alacak veya eğitime başlayabilecektir. Hastalık sırasında veya sonrasında çalışmak kesinlikle apaçık bir şey değil. Buna birçok soru ve şüphe eşlik ediyor. Birine rehberlik edebilecek ve ilgili kişiyle birlikte cevaplar arayan deneyimli bir koçun veya uzmanın rolü çok önemlidir. Hızlandırma Planı’nın temel unsurlarından biri olan bu çağrıyla hedeflerimize ulaşmak için gerekli ekstra adımı atabileceğimize inanıyorum. Adım adım, her biri kendi hızında, işe geri adım atmaları için insanların elinden tutacağız. Son olarak, iş arayan 40 bin kişinin Hollandaca hakkında çok az bilgisi var; bu oran yüzde 12'nin biraz altında bir artış var” şeklinde konuştu.
“İşçi açığını kapatmak istiyoruz”
Bazı sektörlerde işçi açığının bulunduğunu belirten Bakan Brouns, bu açığı ilk etapta Belçika’da yaşayanlar ile kapatmak istediğini ancak bunun her zaman mümkün olmadığını dile getirdi, bu nedenle başka ülkelerden tecrübeli eleman getirilmek zorunda kalındığına değindi.
Bakan Brouns, “Türkiye’den de bazı alanlar için tecrübeli eleman gerekiyor. Bölge lisanını bilmek çok önemli olmakta ve bu nedenle bölge lisanı olan Felemenkçe çok önemli. Bunun için Felemenkçeyi mutlaka öğrenmelidir. Sadece iş hayatında değil her ortamda bölge lisanına hakim olmak önemlidir. Türkler arasında işsiz oranın yüksek olması Felemenkçeye yeterince hakim olmadıklarından kaynaklanmakta olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde ifade kullandı.
Gazze’deki yaşan katliam üzüntü verici
CD&V (Hristiyan Demokrat) Partili Fas kökenli Federal Milletvekili Nawal Farih ise “biz CD&V olarak İsrail’den hiçbir mamul alınmamasını istiyoruz. İsrail’in dünyada yaptığı ticarette en önemli 3 ülkeden biri olmaktayız” dedi.
Farah, “Belçika bir AB ülkesi ve Birleşmiş Milletler içerisinde yer alan bir ülke. Kendi başımıza istediğimiz kanunu ve uygulamayı hayata geçiremiyoruz. Umut ederim ki Gazze’deki savaş bir an önce son bulsun. İsrail’in vahşetine dur demeli” şeklinde konuştu.
Ayrımcılığı ve ırkçılığı son veren
Toplantıya katılan bazı vatandaşlarımız, yasadıkları ırkçı ve ayrımcılık olaylarını Bakan Brouns’a aktararak, bu konuda daha fazla girişimde bulunmasını istedi
Bir bayan başından geçen olayı “ben yaslılar yurdunda sekreter olarak çalışıyordum. Bir telefon geldi, telefondaki kişi de Türk idi, Türk olduğum için Türkçe olarak sıkıntısını dile getirdi. Ben de Türkçe cevap verdiğim için işime son veridi. Gerekçe olarak da Türkçe konuştuğum için belirtildi.” şeklinde açıkladı.
Oktay isimli vatandaşımız ise, “Gençlere yönlendirme projesi için bir elemanı ihtiyaç duyulan kuruma sözlü mülakatta bulundum. Beğendiler ve işe başlayabileceğimi belirttiler. Fakat sonra Facebook hesabımı girip dinimin İslam ve Müslüman olduğumu görünce işe almaktan vazgeçtiler. Hatta kız kardeşim başörtülü diye işine son verdiler. Sırf Müslüman olduğumuz için halen ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kalıyoruz” dedi.
Başka bir bayan ise, “Maalesef Müslüman kökenli bayanlarda işsizlik oranı çok deniliyor. Peki bunun sebebinin ne olduğu soruluyor mu? Elbette hayır, halen kamu alanlarında başörtü yasağı var”.
Başka bir bayan ise, anaokulu ve ilkokula giden çocuklar ile 60 yaş ve üzeri Belçikalılar arasında ırkçılığın olmadığını dile getirdi ve “Irkçılık en çok 13 yaş üstü ile 60 yaş altındakilerde olmakta” dedi.
Haber: Halil Uygun
©Sonhaber.eu
Haberlerimizi İnstagram hesabımızdan da takip edebilirsiniz.
WhatsAppta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın
Sitemizde yayımlanan haberlerin her türlü hakkı SONHABER.eu’ya aittir. Haberin linki kaynak olarak gösterilmeden alınan haberler için hukuki işlem başlatılacaktır.