Terörün her türlüsünü şiddetle kınayan Avrupalı Türkler, Ankara’da hayatını kaybeden 95 vatandaşımız için başsağlığı ve yaralılara acil şifa dileğinde bulundular.

Olayın duyulmasının ardından yüzlerce vatandaşla birlikte birer basın bildirisi yayınlayan CHP Hollanda Birliği, IOT, Demokratik Sosyal Dernekler Federasyonu (DSDF) ve Hollanda Türkleri Konseyi (HTK),Ankara’da meydana gelen katliamı şiddetle kınadıklarını belirtti ve sorumluların bir an önce yakalanması için çağrıda bulundular.

Yayınlanan basın bildirileri aynen şu şekilde:

Bir katliam daha yaşadık. 

Bir katliamla daha öldük, hem de ”Emek-Barış ve Demokrasi” gibi tertemiz taleplerle sokağa çıktığımızda.
Bir katliam daha; Mersin, Adana, Diyarbakır, Suruç katliamlar zincirinin halkalarına eklenen. Hepsi birbirine benzeyen, hepsi birbiriyle aynı olan.
Dün bir mafya bozuntusu; ”oluk oluk kan akacak” demişti. Bugün o kan aktı işte, hem de oluk oluk.
Sorumlularını uzakta aramaya gerçekten de gerek yok. Sorumlular belli.
Başbakan, içişleri bakanı, bakanlar;”Güvenlik zaafiyeti yok.” diye bir açıklama yaptılar ve bir itirafta bulundular sıcağı sıcağına.
Bir insanda utanma, sıkılma, sorumluluk duygusu olmazsa böyle bir açıklama yapar işte.
Zaafiyet yoksa bu insanlar nasıl öldü?
Bu bir zaafiyet değilse, bu beceriyse, kim zemin hazırladı, yol yaptı veya neden oldu bu becerikli katliama?
Yönetici diye ortaya çıkan figürler daha nasıl itiraf etsinler katliamdaki sorumluluklarını?
Barışın, kardeşliğin, demokrasinin kimlerin tekerine çomak soktuğunu nasıl biliyorsak, sorumlularını da öylece biliyoruz.
Acımız büyük, ne söylense eksik kalır. Acımız kendini tanımlayacak kelime bulmakta zorlanıyor.
Bu katliamı ve sorumlularını şiddetle lanetliyor, yaşamını yitiren Emek-Barış ve Demokrasi şehitlerinin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

CHP Hollanda Birliği


***

Hollanda’da yaşadığımızı unutmayalım

Akrabalarımızın, yakınlarımızın yaşadığı Türkiye’nin dünya kamuoyunda terör, şiddet ve siyasi ölümlerle anılan bir ülke haline gelmesi bizi derinden üzmektedir.

Bu gelişmeler Hollanda’daki vatandaşlarımızı da olumsuz etkiliyor. Bunu sosyal medyadaki nefret dolu karşılıklı paylaşımlardan anlıyoruz.

Bunun yanında; geçtiğimiz günlerde Hollanda’da bazı Türk ve Kürt dernekleri saldırıya uğradı. Saldırılar Hollanda basınında da yer aldı. Rotterdam Belediye başkanı konuyla ilgili Türk ve Kürtleri sükunete çağırırken, Parlamentoda konu hakkında Adalet Bakanlığına soru önergesi verildi. Kısaca; Hollanda’daki kamu yöneticileri Türkiye’deki siyasi çekişmeler ve çatışmaların Hollanda’ya sıçramasından rahatsızdır. Bu rahatsızlığı DSDF olarak biz de paylaşıyoruz.

Unutmayalım; Hollanda’da yabancı düşmanlığı gittikçe artmaktadır. Yukardaki türden gelişmeler sadece bu kesimlerin eline yeni kozlar verir. Bu sayede bizleri huzuru bozan ‘istenmeyen yurttaş’ olarak ilan edenlerin sayısı artar.

Bu nedenle; toplumumuzun her kişi ve kurumuna sesleniyoruz; “Türkiye’deki gelişmelere yönelik tepkilerinizi gösterirken saldırgan, kırıcı, dışlayıcı söz ve tavırlardan kaçınalım. Nefret söylemlerine izin vermeyelim. Bu tür tavırlara karşı çıkalım. Aksi durumda sadece bu günümüz değil, Hollanda’daki yeni kuşakların geleceği de olumsuz yönde etkilenir”.

DSDF Yönetim Kurulu

***

Ankara’daki terör saldırısını kınıyoruz!

Ankara’da gerçekleşen bu katliam elbette Hollanda’da yaşayan bizleri de derinden etkilemiştir. Bu üzücü olaylar karşısında tüm vatandaşlarımızı sağduyulu davranmaya davet ediyoruz. Hollanda Türkiye toplumunu birbirine düşürmek, kardeşlik ve dayanışma duygularını istismar etmek isteyenlere fırsat vermeyelim.
Farklılıklarımızla birlikte yaşadığımız Hollanda’da, değisik kesimleri ötekileştiren, kin ve nefret söylemlerinden kaçınmalıyız.

Emre Ünver
IOT Başkanı



***

Ankara'da Terör Saldırısı ve Tutumumuz.

10. Ekim 2015 tarihinde Türkiyenin Başkenti Ankaranın en merkezi yerlerinden Ankara Garı önünde, saat 10.30 sularında, ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ adı altında, HDP, çeşitli STK lar ve Sendikalarında içinde yer aldığı miting, “iki ayrı yerde patlayan bombanın” etkisi ile yaklaşık son verilere göre, 86 kişinin ölümüne ve 186 kişininde yaralanmasıyla sonuçlanmıştır.
HTK olarak biz, bu terör eylemini şiddetle kınıyor ve bu terör eyleminin amacının, Türkiyeye karşı Emperyalizm organizeli bir operasyon ve sıkışmış ABD nin kara gücü olarak ilan ettiği, bozguna uğrayan ve günden güne eriyen, terör örgütü PKK yı kurtarma ve aynı zamanda terör örgütü PKK nın, meclisteki siyasi versiyonu olan partiye seçimlerde destek öperasyonu olarak algılıyoruz.
Burada bazı gerçeklere varabilmek içinde, bazı veriler ışığında olayın kime yaradığınıda incelemeyi uygun görüyoruz.
Öncelikle, TSK nın ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin diğer kurumlarının, ABD nin (İsrailinde) Kara Gücü olarak tarif ettiği terör örgütü PKK ve bileşenlerine karşı, 24. Temmuzda başlayan temizlik harekatı ile Irak ve Türkiyede ağır darbeler vurmuştur. PKK nın meclisteki uzantısı olan HDP ise 7. Haziran 2015 Milletvekili seçimlerinden sonra, tüm Türkiye siyasi arenasında, siyasi bir etki gösterememiş, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda ise son mitinglerdede görüldüğü gibide desteğini gittikçe kaybettiği görülmüştür. Gücünü PKK dan aldığını bizzat beyan eden HDP, PKK nın, Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki, şehir ve kırsaldada alan hakimiyetini gittikçe kaybettigini ve ayaklanma çağrılarına halk desteğinin olmayışını PKK nın, son iki ayda ağır bir hezimete uğradığını, basına sızan raporlarındanda görmekteyiz. PKK nın daha 11 gün önce, Murat Karayılan ağzı ile verdiği demeçte, saldırıları Metropollere, yani büyük şehirlere yayarız tehdidi ve Selahattin Demirtasın “Cizre Bodruma uzak değil” açıklamaları, Ankarada ki saldırıda olduğu gibi, olayların bu yönde geliştirilmek istendiğininde ip uçlarını vermektedir.
Bizce, artık ayan beyan olan bir şey varki, Türk Devleti nin teröre karşı verdiği büyük mücadele ve PKK nın büyük hezimetinden dolayı, PKK nın, tekrar toparlanmak için ihtiyaç olduğu zamanı kazanmak bahanesi ile, PKK son üc aydir, sözde “Barış” adı altında Türkiye içinde ve dışında, kendi bileşenlerine ve buna gerek bilerek ve gerekte safça destek veren sendikal ve STK tipi örgütlenmelerede harekete geçmeleri için çağrılar yapmıştır. İşte bizce bu mitingde, o çağrılara yanıtlardan birisini teşkil etmektedir. Aynı müzakere ve barış çağrılarını, Türkiyeye karşı operasyonların uluslararası ayağı olarakta, son üc aydır, özellikle; Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD tarafından, PKK nın ağır hezimete uğradığını gören resmi ağızlardan defalarca yapılmıştır.Teroristlerle barış olmayacağı ve mucadele olacagı uluslararası ve meşru bir kuraldır. TSK da, 24. Temmuz 2015 den itibaren süpürme tarruzu ile, Emperyalizm destekli PKK terorizmine bunu yapmaktadır.
Bu gün, sözde BARIŞ mitingi adı altında yapılan, esasında PKK yı kurtarma operasyonu olan bu mitinge karşı yapılan bu terör saldırısı, Türk Güvenlik güçlerinin, terörizme karşı kararlılığı, PKK nın, silahlarını teslim etmesi ve PKK lıların teslim olması konusunda yürüttüğü stratejinin değişmeyeceğini gören, PKK ve bileşenlerinin ve uluslararası destekçilerinin, PKK ve onun bileşenleri tarafından terör saldırısı sonrasında verdikleri, devlet ve güvenlik güçleri düşmanı, sokak saldırıları ve kışkırtıcı ve kendilerini masum gösterme demeçleri olayın, kimin işine yaradığını ve esaas failide göstermektedir. . Hemen saldırıdan sonrada KCK terör yapılanmasının sözde “eylemsizlik kararını” açıklamasının. olayların nasıl bir plan içersinde yürüyeceğinide anlatmaktadır. KCK açıklaması ile her şeyin önceden planlı olduğu ve PKK yı barışçıl gösterme çabası ve PR i olduğu ortaya tamamen çıkmıştır.
Bizce, Türk Güvenlik güçleri ve yargısı. terör eyleminin tetikçileride dahil, gerçek planlayıcılarını ortaya çıkarmalı, dünya kamuoyu ile bilgileri paylaşmalı ve terör örgütü, bileşenleri ve destekçilerine karşı kendilerini barışçıl göstermeye çalışan PKK ve bilesenlerinede; acındırma ve mağdur edebiyatı şeklindeki propagandalarınada psikolojik üstünlük ortamı vermemelidir.
Biz, HTK olarak bir kez daha, Ankaradaki terör saldırısını lanetliyor, terörün kurbanlarının faillerinin bulunarak, Türkiyeye karşı, PKK yı barış adı altında terör saldırısıyla kurtarmaya çalışan bu uluslararası operasyonu, kısa zamanda bozguna uğratmayı ve PKK ve bileşenlerinin Türkiye ve Ortadoğu topraklarından köklerinin bir daha çıkmayacak şekilde kazınması, Ortadoğu Devletleri ile işbirliği içersinde, uluslararası hukuk çerçevesinde, meşru bir mücadele ile, PKK nın imha edilmesini bekliyoruz.
HTK olarak, her türlü terörizmle mücadelesinde oldugu gibi, PKK terörizmi ve onun bileşenlerine karşı, uluslararası hukuk çerçevesinde mücadele eden, Türkiye Cumhuriyetinin yanında olduğumuzu, irili ufaklı dost ve düşmana ilan ediyoruz.
Saygılarımızla,
Hollanda Türkleri Konseyi adına
Sefa Yürükel, [email protected]
Mustafa Cingöz, [email protected]