İnsan yaradılış icabı bilmediği şeyi öğrenmek ister ve bildiği şeyler ile de sevilip övünür. Bu pek çok işlerde de böyledir ve anlaşılabilirdir.
Fakat ben her şeyi biliyorum madunda hareket edip öğrenmeye açık insanları reddetmek ve uzaklaştırmak anlaşılır değildir.
Mesela satranç oyununa ilgi duyan bu oyunu öğrenmek için çaba sarf eden ve bunu tecrübe edinmek isteyen bir kişiye, sen bu oyundan anlamazsın deyip uzak tutmaya çalıştırıp ihtar etseler buna sabretmesi zordur.
Satrancı az çok bilen bir kimse, satranç taşlarını yerli yerine koymasını bilen kimseden daha çok sevinir. Çünkü öğrenmek yani ilmî etmek yolundadır ve mutlak bir şekilde başarılı da olacaktır. Bunun içinde sadece inanç, azim ve gayret yeterlidir.
Değerli okurlarım, köşe yazılarımın arasında önceden de tecrübe ettiğim üzere arada bir toplumun önde gelen isimleriyle yaptığım söyleşileri kaleme alıyorum.
‘’İltifat mahareti arttırır” söylemiyle doğru ve güzel işleri yapanları takdir etmek gerekir. Bu yaşam yolunda onların başarı hikayelerini yaşadıkları zorlukları ve ilham kaynaklarını siz değerli okurlarım ile paylaşmayı önemli buluyorum.
İnanıyorum ki her hikâyenin mutlaka bir öğretisi vardır.
Bu hikâyenin kahramanı Suat Sahin. Kendisi bu hayat yolculuğunda neleri deneyimlemiş ve bizim buradan almamız gereken öğreti ne olur?
Vatan sevgisi iliklerine kadar işlenmiş karakterler vardır. İşte onlar hiçbir engel tanımazlar. Yollarına konulan tüm engelleri ‘’Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” sloganı ile aşarlar.
Kendisini tanıdığım ve gözlemlediğim ilk günden itibaren bu durusunu hiç bozmadı.
İsviçre de başarılı bir girişimci olan Şahin 2014 yılında ilk olarak Müsiad kurucu üyesi ve başkan vekili olarak sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak görev almaya başladı. Şahin aynı dönemde Beyazay Derneği İsviçre şubesini kurarak çalışmalarını devam ettirdi.
Beyazay İsviçre Derneği Başkanı olarak iki büyük projeye imza attı. Bunlardan birincisi, Diyarbakırlı zihinsel engelliler için Diyarbakır’da yaptırmış olduğu rehabilitasyon merkezi ve yine Diyarbakırlı çocukların İstanbul’u ve deniz görme hayallerini onlari İstanbul’a getirerek gerçekleştirmiştir.
Gelin bu hikâyenin devamını kendisinden dinleyelim;
Suat Bey bize çok kısa kendinizi tanıtır mısınız? Suat Şahin kimdir? Ne is yapar?
Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde doğup ilk ve orta öğrenimimi Otlukbeli de okuyup, Liseyi Erzincan’da üniversiteyi ise Eskişehir Anadolu Üniversitesinde dış ticaret lisansı yaptıktan sonra İstanbul Hasan Kalyoncu Üniversitesinde Siyaset Bilimi ve uluslararası ilişkiler yüksek lisansıyla tamamladım. Ben kendimi her zaman Anadolu’nun bağrından kopmuş ve yaşadığım yer dünyanın neresi olursa olsun özünde kalmayı seçmiş, kültür ve değerlerine büyük bir özveriyle sahip çıkan, bu konuda ise asla taviz vermeyen bir birey olarak görüyorum. Ayrıca bu hassasiyetimi elimden geldiğince bulunduğum ülke olan İsviçre ’dede yaşamayı ve yaşatmayı önemsiyorum.
1991 Yılında İsviçre’ye geldim. Farklı sektörlerde deneyim edindikten sonra 1996 yılında kendi işimi kurarak başına geçtim. Restoran, fırın ve pasta olmak üzere gıda sektöründe yaklaşık on yıl hizmet verdim.
2006-2018 yılları arasında kardeşim ve İsviçreli bir ortağımız ile Et Entegre Tesisi kurduk. Özellikle 2016 sonrası Türkiye Avrupa arası yaşanan siyasi gerginlikler ister istemez biz Avrupa’da yaşayan iş insanlarına da yansıdı. Benim özellikle o dönemlerde Türkiye’nin lehine yapmış olduğum çalışmalar İsviçreli ortağımız ile aramızda soğuk rüzgarların esmesine sebebiyet verdi ve güzel bir şekilde ortaklıktan ayrıldım.
Daha sonra 2019 yılında 1000 m2 üzerinde yeni bir Et Entegre Tesisi açmaya karar verdim. Şu an tüm İsviçre’nin geneline et dağıtımı yapıyoruz.
Bunun yani sıra ise 2020 itibariyle 2 oğlum ile inşaat ve otomotiv sektöründe aktif olarak güzel projelere imza atmaktayız.
26-27 Mart 2016 da İstanbul Lutfi Kırdar Kongre Merkezinde, T.C. Ekonomi Bakanlığı ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ev sahipliğinde, Dünya Türk İş Konseyi çatısı altında gerçekleştirilen Dünya Türk Girişimciler Kurultayı, 6 kıtadan 2.000’e yakın Türk girişimcisi, profesyonel, akademisyen, dernek, vakıf ve benzeri iş dünyası örgütü temsilcilerini bir araya getirdi. T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve birçok Bakanın teşrifleri ile onurlandırdığı Dünya Türk Girişimciler Kurultayı gerçekleşti.
Biz sizin adınızı ilk defa o kurultay sonrası duyduk. O seçimlerde büyük bir fark ile DTIK Avrupa Komitesi Başkanı seçildiniz. Sonrasında ise başkanlıktan istifa ettiniz. Böylesine önemli bir kurumun başkanı seçildikten sonra neden istifa etme gereği duydunuz?
2016-2018 yılları arasında DTIK Avrupa Komitesi’nde başkanlık yaptım. Camiada çok fazla sevilmedim ya da kabul görmedim. Benden önce seçimlere çok iyi hazırlanan ve dokuz yıl başkanlık yapmış birinin seçimi kaybetmesi tüm camiada büyük şok etkisi yarattı. Kendileri ve o şahsı destekleyenler bunu beklemiyor idi.
Onların tabirince, basit bir dönerci nasıl olur da bu seçimden galip çıkar ve dev bir başkanın kaybetmesine neden olurdu?
Nitekim varlığımı kabul etmediler. Tüm engellemelere rağmen kısacık iki yıl içeresinde bile ülkemize yönelik ses getiren projeler yaptık. Açıkçası birileri ön plana çıkmamdan çok rahatsız olmuştu. Bu konuda fazla detaya girmek istemiyorum.
2018 yılında Türkiye de yapılan genel seçimlerde ülkeme karşı duyduğum sevgi ve hizmet aşkından ötürü Ak Parti’den milletvekili aday adayı oldum. Aday olmamdan rahatsız olan DTIK genel merkez yönetim kurulu gece saat 23.00 de bana ulaşarak aday olduğumdan dolayı istifa etmem gerektiğini ilettiler. Procedure göre devlet kurumlarında olan kişiler aday adayı olunca istifasını verir ve seçim sureci netleştikten sonra tekrar görevlerine geri dönerler. Bana görevim geri verilmedi. Aslında kanunen böyle bir zorunluluğum olmamasına rağmen, zaten önüm devamlı kapatıldığı için belki bu durum birilerinin benden kurtulması için bir fırsat olduğunu düşündüm ve haklı olduğum halde sesimi çıkarmadım. Sadece Allaha havale ettim.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşandı ve bunun başka bir benzeri de yoktur. Başkanlık görevine dönemeyen tek isim benim. Yaşadığım tüm bu baskılar içimdeki Türkiye’me ve Türk milletine olan hizmet aşkını azaltmadı tam aksi körükledi.
Benimkisi karşılıksız sevda!
Şu an İsviçre Türk Toplumu olan (ITT)’ye Başkan seçildiniz. İsviçre’de gördüğümüz kadarıyla sizin önderliğinizde bir çatı kuruluş oluşturuldu. Tam olarak İTT’nin kuruluş amacı nedir?
İTT (İsviçre Türk Toplumu) bir çatı kuruluştur. Bünyesinde yetmiş dernek ve altı federasyon vardır. Bu Kurum İsviçre’de yasayan 80 bin kişiyi temsil eden, siyasi amaç gütmeyen, PKK ve diğer terör örgütleri ve terör yandaşları hariç kendini vatandaşlık bağı ile Türkiye’ye bağlı hisseden herkese kapısının açık olduğu bir yerdir.
Amacı Türk Kültürünü yaşatmak asimile olmadan yaşadığımız ülkeye entegre olarak yaşamlarımızı sürdürerek gerek yaşadığımız ülke gerekse ana vatanımız olan Türkiye’nin faydasına projeler geliştirerek faydalı olmayı öngörmek. Bu iki ülke arasında ticari ve kültürel köprüler oluşturarak sorunların çözümüne yönelik çalışmalarda bulunuyoruz. Türk’ün varlığını hakkettiği şekilde hissettirmeyi ve temsil etmeyi kendimize bir görev sayıyoruz.
Bugün İTT Genel Merkez bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Türkiye’den ve dünyanın her yerinden İsviçre’ye gelen vatandaşlarımızın müthiş ilgisi ve memnuniyetleri ile karşı karşıyayız. Özellikle Türkiye’den gelen siyasetçi ve bürokratlarımızın ziyaretleri burada yaşayan Türk toplumuna karşı duydukları ilgi ve alaka bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor.
Kısacası biz bu oluşum ile İsviçre’de yaşayan tüm vatandaşlarımıza dokunmayı başardığımızı, onların bize geri dönüşlerinden ve duydukları memnuniyetten anlamaktayız.
Her türlü sorunları ile ilgileniyoruz. Bizim bünyemizde hizmet veren hukuk danışmanı ve aile danışmanlarımız var. Biz herkesin bu hizmetlerden faydalanmasını önemli buluyoruz. Ayrıca tüm hizmetlerimiz ücretsizdir.
Türk dilli konusunda da eğitim veriyor, spor etkinlikleri için geçlerimizi bir araya getirerek onları motive ediyoruz.
Milli günlerimizde ise talebe göre kendi alanında uzmanlar ile büyük etkinlikler organize ederek insanları bilgilendiriyoruz.
Talep ne ise talebi cevaplıyoruz!
Hedefimiz önümüzdeki dönemde kendimize ait çok amaçlı Zürich’te bir Türk evi satın almak. Adım adım hedeflerimize doğru ilerliyoruz.
Bizim diğer dernekler ile farkımız bize şahıslar üye olamıyor. Sadece dernek, vakıf veya federasyonlar üye olabiliyor.
Amacımız farklı görüşlerdeki kitleleri değerlerimiz etrafında birleştirerek güçlü bir toplum oluşturmak.
Son olarak Suat Sahin’in İsviçre Türk Toplumuna mesajı nedir?
Altmış yıl önce isçi olarak gelmiş olduğumuz ülkelere şimdi baktığımızda, Doktor, Polis, Avukat, Hâkim, Sporcu, Mühendis, Siyasetçi ve iş insani olarak birçok sektörde varız.
Yeteneklerimizin farkına vararak kaybetmekten korkmadan ticarette ve tüm alanlarda dürüstçe devam edip insanlığa faydalı bireyler olarak kendimizi yetiştirmek durumundayız. Kendimizi Türkiye gönüllüleri olarak kabul edip çalışmalarımıza gelişen ve değişen dünya konjonktürünü de gözetleyerek, yenileyerek devam etmeliyiz.
Kısacası; Durmak yok yola devam.
Tüm sorularımı büyük bir samimiyetle cevaplayan Suat Sahin’e teşekkür ediyor,
Kendisine ailesiyle, iki oğlu ve üç torunuyla mutlu bir yasam diliyorum.
Saygılarımla,
Saadet KORAL