Kuzu'yu Kurt'un Ağzına Verdiniz,

Abone Ol

Kendinizi Infazınızı Gerçekleştiriniz!

Değerli okurlarım hic uzatmadan bodoslama konuya giriyorum. Bildiğiniz üzre son birkac haftadir Hollanda'da sadece Corona değil,beraberinde Kuzu rüzgârı da esmeye başladı. 
Corona kadar tehlikeli bir virüsün bulaşmış olduğu Denk Partisine hastalık sıçramasın diye karantina sürecini bile çok gördüler. Önce partiyi liderinden ayırdılar. Sonra lideri siyaseti bırakma kararı verdirdiler.
Ama bu birilerini kesmedi.
Tedavi edip iyileştirme yerine karantina dan çıkartıp tüm ülkeye doğru üflettiler.
Sonrada bak bunlar karantinadan kaçmış size doğru üflüyor mikrop saçıyor deyip milleti üzerlerine salmaya çalışıyorlar!

Ama bu millet bunu yemez!

Ne güzel demiş dedem Korkut,
Kahpe içerde olduğu müddetçe bizim kapılarımız asla kilit tutmayacak diye.

Gelin birlikte süreci okumaya  çalışalım.

Denk Partisi başkanı Tunahan Kuzu kısa zaman önce istifa etti sonrasinda önümüzdeki yıl Mart ayında yapılacak seçimlerde siyaseti bırakacağını söyledi. 
Bizler tam ne olduğunu anlamadan önceki akşam Hollanda medyası hep bir ağızdan Tunahan Kuzu hakkında ciddi iddialarda bulundu. 
Burnuma kötü kötü kokular gelirken yine birinin fişini kesmişler dedim.
Bunu birçok siyasetcimizde yaşadık çünkü. 
Tecrübe sabit.
Siyasetin bu ülkede nasıl adam harcadığını yazmama hiç  gerek yok.

Mesele siyasetin adam harcaması değil,
Mesele bizim o harcanmak istenen adama ne kadar sahip çıkıp yanında olabileceğimiz.


Şimdi  tıkır tıkır işleyen planı inceleyelim.

Önce adami istifa ettirirler,
Sonra itibarsizlaştırarak yok etmeye çalışırlar. Bu şekilde kendilerini garatiye almak isterler.
Yani düştüğü yerden tekrar  kalkmamasından emin olmak için.
Sonrasında ise yalnızlığa sürüklerler. 
Ve sonunda nasıl yok ettiklerini büyük bir keyifle izlerler.

Olay bu kadar basit. 

Tehlike olarak gördükleri her canlı bu özgürlükler ülkesinde bunu yaşıyor malesef :)

Biz buna alışkınız birileri komplo kurar planlar yapar uygulamaya kalkar.
Tüm bunların olabilirligini anlarım lâkin benim anlamakta zorlandığım harcamak istenilen kişiye en yanındakilerin sahip çıkmaması!
Lokma olmayı seçip bizi yutmak.isteyenlerin boğazına takılmak yerine,kırıntı olup daha kolay yok etmelerini sağlıyoruz!

Zaten bizler zararı dışardan görmeyiz. Millet olarak bu bizim hem kaderimiz hemde kabulümüz oldu malesef.

Ruhunu 3 kuruşa satanlarimiz umarım bu corona dan sonra biraz insan olduğunu hatırlar. 

Işte o komplo teorisi,

Hollanda basını olayla şu şekilde bir gündem oluşturdu;
Kuzu,"Ilişki sınırını geçmiş" kelimerini özenle seçerek düğmeye bastı.

Bir şahsiyet Tunahan Kuzu'nun kendisini rahatsız ettiği iddiasıyla  gidip Hollanda Parlamentosu meclis başkanına durumu anlatıyor. Meclis başkanı da polise suç duyurusunda bulunması gerektiğini öneriyor.  Fakat kadın konuyu büyütmemek için bunu yapmıyor. Sonrasında bu iddiayı parti içinde Tunahan Kuzu'nun istifasından sonra onun görevine geçen Fas kökenli Azarkan'a  gidip söylüyor. Azarkan'nın ise  olaya duyarsız kaldığını yazıyor. Tüm bu gelişmelerden sonradan haberi olan Denk Partisi Başkanı Selçuk Öztürk konuyu duyar duymaz bu bayanla irtibata geçmek istiyor. Kendisi ile konuşup gerçekleri kendisinden duymak istediğini söylüyor fakat bayan bu görüşmeye gelmiyor.
Parti zarar görmemek için Tunahan Kuzu'nun istifasını istiyor. 

Hollanda basınında bu şekilde yer verilen olaydan sonra ben sadece Denk Partisinden gelecek olan basın bildirisine kilitledim .
Kimin ne yazıp çizdiği umrumda değil tüm herkes gibi Tunahan Kuzu'ya kendi kurduğu ve en güzel şeklilde bu günlere taşıdığı partisi nasıl sahip çıkacaktı. 

Ve bu sabah Denk Partisinin yayınladığı bildiriyi okuyunca; "Dedem Korkut sen ne mübarek insansın,zamaninda ne güzel laflar ettinde bizde hic bıkmadan bu lafları bolca kaleme alıyoruz sayende" dedim.

Şimdi kamuoyuna soruyorum!
Lütfen beni aydınlatın ..

-2018 yılında yaşanmış bitmiş bir olay neden 2 sene sonra gündeme tekrar taşındı? Bunu kim gündeme taşıdı?
-Bildiride en çok beni üzen Kuzu'nun kişiliğinin Denk'in değerlerine uymadığını yazıyor! Kişiliği neye göre belirliyorsunuz? Bir Lideri katletmeye çalışanlara neden çanak tuttunuz?
-Bu şahıs sizi elindekilerle tehdit ediyorsa,yaşadığı herşeyi kayıt altına alarak suç işleyen bu kişinin neden bir komplo olduğunu israrla anlamak istemediniz?
-Insanların özeline girmenin ve bunu yayınlamanın suç olduğunu bulunduğunuz meclisin anayasa kitabından hiçmi okumadınız ve bu ülkenin hukukuna bu davranışlarınızla guvenmiyoruz mesajimi verdiniz?
-Öncelikle bir kişinin özel hayatı kimi ne kadar ilgilendirir?
-Yüzlerce yasak ilişki yaşayan siyasetçiler devam ediyor da neden sadece hedef isimler bundan dolayı yok edilmek isteniyor?
-Koskoca Hollanda Parlamentosu meclis başkanına bir kadınının ulaşması bu kadar kolay mi? Özellikle böylesine yoğun bir süreçte?
-Hollanda meclis başkanı önüne böyle bir konu geldiğinde prosedur olarak,neden direk mevcut partinin genel başkanı Selçuk Öztürk'ü arayıp olayla ilgili bilgi vermiyor?
-Hollanda meclis başkanının polise suç duyurusunda bulun önerisine;"bu olayın büyümesini duyulmasını istemiyorum" diye cevap veren bayan mı hiç kimsenin bilmediği bu özel bilgileri basına sızdırdı? 
-Kapanmış bir konu için bir sene sonra kadinla iletişim kurmaya çalışanlar neden buna gerek duydu?
-Tunahan Kuzu'nun istifasını kabul ederek Partiyi korumaya çalışan en yakınları! Madem konuya karşı bu kadar hassastınız şu an Kuzu'nun yerine geçen Azarkan! Hollanda medyasının iddiasına göre,  hanımefendi kendisine konuyu aktardığına neden umursamadı ve sessiz kalmayı tercih etti?
- Eger bu bayan gönderilme bir tuzak değilse neden Parti Başkanına şikayet etmedi de taa meclis başkanına gitti.
-Hollanda medyası olayı ilişkide sınırı öteye geçmiş olarak yorumladı. Lütfen bir açıklama istiyorum nedir sınır. Tacizse taciz etti dersin!
Kaba kuvvet ise şiddet uyguladı dersin!
Iliskide nasıl sınır geçilir. Mültecimi bu adam da  sınırı geçmiş!
-Bu şahsın sınırına geçilmiş ise, madem iyi niyetli kapı kapı gezip 2 kişi arasinda olan biteni anlatıyor çağrılmadığı her  yere gidiyor da çağrıldığı yere neden gidip kendini savunmuyor!
- Iliskinin masumiyetinden başı dönüp meclis başkanı ile kolayca irtibat kuran şahıs elindeki hangi envanterlere güvenerek ilerliyor?
-Bu kadın parti ile hicbir alakası yok denildi. 
Çalışanımız da değil denildi. Peki Fas kökenli Hollanda parlamentosunun meclis başkanı nezamandan beri vatandaşın özel hayatını dinleyip kişiyi yönlendiriyor. 
-Koskoca parlamentoda sus dediğini susturan konuş dediğini konuşturan meclis başkanım, hangi özgürlük ilkesine dayanarak haraket ediyor da ygulamasnız gereken prosedürü uygulamıyorsunuz?(Konuyu direk Parti başkanını çağırıp aktarmadi)
-Tamamen bir tuzak olduğu belli olan bu duruma Parti neden ısrarla sahip çıkmayıp namus temizleme olarak ele aldı ve bizim yüz yıl öncesi törelerimizi uygulamaya kalkti?
 
Birşey yaşanmış ise eğer, doğru yada yanlış bunu tartışmıyoruz şu an,iki  kişi arasinda yaşanır ve biter. 
Ben ortadan konuşurum. Malesef bu halti değil siyasetçiler Türk erkeklerinin büyük çoğunluğu yapıyor. Kimsenin kıvırmasına gerek yok.
Ama burada mesele bu değil. 
Madem biriyle ilişki yaşamak ISTIFA ettirecek kadar kötü birşey sadece Tunahan Kuzu değil,
Herkes istifa etsin!


Bir insanı yaşadıkları yok etmez,tüm yaşadıklarına rağmen onun yanindaki kişilerden istediğini duyamamak yok eder.

Basına ne verilirse verilsin üzülme Tunahan Kuzu hiçkimsenin umrunda değil. 
Millet gizli yaptı seninki açığa çıktı.
He ben bunu tasvip mi ediyorum asla!

Ben sadece sapla samanı karıştırıyorum.
Benim annemin bir sözü var.
Derki; Kizum etmesa iyiydi ama insan beşer şeşer. Çiğ süt emmiştir yanlış da yapar. Ama affetmek Allaha mahsustur biz kullar buna karar veremeyiz. 
Annemin ılımlı konuşmasına tepki veren gelinlere ise, karadeniz kadını taviz vermeyecek ya güya; 
"Ne oldi kocalarunuz eksuk mi eve geliyi.  Her yerleri tastamam derdi".:))
Şaka bir yana ben tüm yaşanan sıradışı ilişkilere karşıyım. Bu hiç olmamalı ama annemin dediği gibi insan çiğ süt emmiş. 

Şunu unutmayalım ki, 
Tunahan Kuzu'lar kolay yetişemiyor. 
Onlara sırası geldiğinde sahip çıkalım. 
Birilerinin hedefe koyduğu bir ismi yok etmelerine biz musade etmeyerek varlığımızı ortaya koyalım. 
Kalın sağlıcakla 

Sevgilerimle,
Saadet Koral