Evlilik için çıkılan yolda söz kesmenin ardından yapılan nişan bazı durumlarda nikah maasına kadar gitmediğine çoğumuz şahit olmuşuzdur.

Bazı nişan merasimleri düğünü aratmayacak şekilde gösterişli ve masraflı olmaktadır. Buna rağmen anlaşamayan çiftlerin, ailelerin nişanı attığına şahit olmayan yoktur.

Her ne kadar bu durum aileler arasında gerginlik, kavga gibi istenmeyen sonuçlar oluştursa da ‘nişanı attılar’ diye mahkemeye gidilidiği tazminat istendiği pek görüülmüş bir durum değildir.

Hollanda Türk Hukukçular Birliği her hafta bir konuda bilgilendirdiği vatandaşlarımız için bu hafta Nişan atma ve tazminat konusunu ele alıyor.
Hollanda Türk Hukukçular Birliği konu ile ilgili olarak yaptığı bilgilendirmede mağdur olan tarafın maddi tazminat davası açma hakkı olduğunu belirtiyor.

Hollanda Hukuku’nda evlenme vaadini yerine getirmeyen kişiden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması mümkün değildir. Ancak, bireyler belediyeye başvurarak evlenme vaadinde bulunup daha sonra bu vaadi yerine getirmekten kaçması sonucu, mağdur olan kişi, maddi tazminat isteminde bulunabilir (mesela kiralanmış salon, ödenmiş müzisyenlerin giderleri vs ) denilen açıklamada, Türk hukukunda da Nişan atma ile ilgili bilgiler veriliyor.

Köse Hukuk Bürosu websitesinde yer alan açıklmaya göre:
Türk Hukuku’nda ise ergin bireylerin birbirlerine karşılıklı evlenme vaadinde bulunmaları, Türk Medeni Kanunun 118. Maddesi gereği nişanlılık kurumunu meydana getirmektedir ve bu kurumun Hollanda Hukuku’na göre daha kapsamlı sonuçları bulunmaktadır. Evlenme vaadini yerine getirmeyen yani, nişanı bozan kişinin evlenme vaadinde bulunduğu kişiye karşı maddi tazminatın (mesela kiralanmış salon, ödenmiş müzisyenlerin) yanında manevi tazminat yükülülüğü de bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 121. maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden (evlenme vaadinin yerine getirilmemesinden) kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat talebinde bulunabilir.

Nişanın bozulması yüzünden manevi tazminat talebinde bulunan kişinin, karşı tarafın -yani nişanı bozan tarafın- kusurlu olduğunu, kişilik hakkının saldırıya uğradığını ve manevi zararın oluştuğunu ispat etmesi gerekir. Bu durumda, Mahkeme tarafından mağdur olan taraf lehine manevi tazminat olarak uygun miktar bir para verilmesine hükmedilecektir.

Örnegin; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2012/11315 Esas, 2012/16191 Karar numaralı, 27.06.2012 tarihli kararında manevi tazminata hükmedilmiştir. Özetle, somut olayda, bireyler nişanlanırlar, nişanlılardan biri başka biriyle kaçmaya karar verir sonrasında da başka bir kişiyle kaçarlar. Nişanın bu şekilde bozulması üzerine, evlenme vaadinde bulunulup yerine getirilmeyen diğer nişanlı ve onun annesi ile babası manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Yargıtay, evlenme vaadinde bulunulup yerine getirmeyen eski nişanlının 3.000 TL manevi tazminat alabileceğine; fakat, anne ve babanın herhangi bir manevi tazminat almasına Türk Medeni Kanunu madde 121’in müsaade etmediğine ve dolayısıyla ana ve baba lehine manevi tazminata hükmedilmiyeceğine karar vermiştir.