Baba Nami Altıparmak Hollanda'ya gelen birinci nesilden. Ancak doğan 3 çocuğunun arka arakaya vefat etmesi son çocuğu için eşi ile birlikte Türkiye’ye gitmesine neden olmuş. Veysel Karani Altıparmak’ın hikayesi de Türkiye’de başlamış.
Önce sohbetimize bu noktadan başlamak istedik.
Son Haber: Ben ana karnında Türkiye’ye gittim dediniz, isterseniz konuya buradan başlayalım?
Veysel Karani Altıparmak: Evet ben 1984 Ankara doğumluyum. Annem babam çok öncelerden Hollanda’ya gelmiş fakat ben Türkiye’de doğdum.
SH: İlginç, nasıl ve neden peki?
VKA: Hollanda’da benden önce doğan 3 kardeşim olmuş, fakat hiç birisi yaşamamış. Bu yüzden annem bana hamile kalınca benim Türkiye’de doğmam için karar vermişler ve o yüzden doğumum Hollanda değil Ankara...
SH: Senden sonraki kardeşlerin de mi aynı sebeple Türkiye’de doğdular.
VKA: Evet, benden sonra üç kardeşim daha Türkiye doğumlu. Fakat dördüncü kardeşimiz yine Hollanda’da doğdu ve bir yaşına bir ay kala öldü.
SH: Ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Konumuza dönecek olursak bir yıl önce işletmeye açtığınız OBA Restoran herkesin dilinde. Sadece Rotterdam’dan değil Hollanda’nın her yerinden özellikle hafta sonları buraya gelen insanlar var. Sektörde bu kadar aynı işi yapan varken neden bu iş?
VKA: Oba açılalı bir yıl oldu. Alkolsüz olmasının yanı sıra gençlerin gidebileceği, ailelerin gönül rahatlığı ile çocuklarını gönderebileceği bir yer olmasına dikkat ettik.
Memleket hasretine son
SH: Nedir diğer Restoranlardan farkı?
VKA: Burası Avrupa’nın ilk çay parkı diyebiliriz. Buraya giren kendini memleketinde hissetsin istedik. Memleketimizin bir yansıması, kendi özümüzü, köyümüzü kasabamızı yansıtsın istedik. Sanıyorum başarılı da olduk.
SH: Bildiğimiz kadar ile sizin sadece bu işiniz yok?
VKA: Biz Hollanda’da iş güvenliği kursları da veriyoruz. O şirketimiz o alanda 2015 yılında Hollanda en büyük şirketi olma özelliğine sahip oldu. Daha önceki Yıllarda ise hep ilk üçe giren bir şirket oldu. O şirketle birlikte farklı sektörlerde 3 şirketimiz daha var.
SH: Sadece OBA’da binlerce misafir ağırlanıyor, yüzlerce insana da ekmek kapısı oluşturmuşsunuz.. Özellikle işsizliğin kol gezdiği bir dönemde, kaç çalışanınız var?
VKA: Şirketlerimizde kadrolu 200 işçimiz var. Dönem dönem bu sayı artıyor.
Kimler geldi kimler geçti…
SH: Gelelim tekrar OBA Restoran’a Biraz bilgi verir misiniz?
VKA: OBA Restoran 3 katlı ve yaklaşık 180 kişi kapasiteli bir yer. En büyük özelliği açılır kapanır terası ya da çay bahçesi. Çeşitli etkinlikler ve konserler bu çay bahçesinde yapılıyor.
SH: Burada birkaç haber takip etmiştik. Türkiye’den gelen siyasiler sanatçılar, seminerler. Kimler geldi geçti bir yıl içinde?
VKA: T.C Enerji Bakanı Taner Yıldız, 7 Haziran seçimlerinden sonra kurulan geçici hükümette yine enerji bakanı olan Ali Rıza Alaboyun, MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof: Semih Yalçın Türkiye’den gelen ve ağırladığımız siyasiler arasında ilk aklıma gelenler. Bunun yanında Hollanda’nın en ünlü sanatçılarından ve dünyaca tanınan Joep van Lieshout, Daan Roosengarden; Türk sanatçılardan Koray Avcı, Ali Kınık ile birlikte birçok tanınmış simayı ağırlamaya çalıştık.
SH: OBA’nın iç dekorasyonu, hizmeti, çalışanlarının yüzünden eksik olmayan tebessüme şahit olduk, ama özellikle OBA’ya özgü diyebileceğiniz ne var?
VKA: Türk damak zevkinin tüm yiyecekleri artı Pidemiz ve kendi yaptığımız Kaymak.
SH: Kaymak mı şu ünlü Afyon Kaymağı gibi mi?
VKA: Evet OBA’mıza özgü bir kaymak.
Nedir işin sırrı?
SH: İnsanlar Hollanda’nın dört bir yanından kahvaltıya ve akşamları yemeğe geliyor. Nedir onları “Hadi OBA’ya gidelim” dedirten şey?
VKA: Burası sadece bir restoran ve çay bahçesi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir “Kültür Evi “ diyebilirim. OBA’ya gelme günü birlik memlekete gitmek gibi bir şey diyor misafirlerimiz. Mesele sadece çay içmek değil. Canlı müziğimiz var. Türkiye’de bile nostalji olan ‘Çay Bahçeleri’ atmosferini oluşturmaya çalıştık. Çay Bahçeleri bir kültür mirasıdır. Orada insan ilişkileri çok farklıymış. Biz büyüklerimizden duyduklarımızdan, onların anlattıklarından yola çıkarak bu işe başladık. Şükürler olsun her gelen misafirimiz bizim bir kültür elçimiz oluyor.
SH: Geçen bir yılın kısa bir değerlendirmesini yapar mısınız?
VKA: Aldığımız tepkiler çok olumlu. Genç kardeşlerimiz OBA’ye gelirken alileri gönül rahatlığı ile yolluyorsa, bu bizim en büyük mükafatımız. Örneğin henüz yılbaşı için bir pr duyurmadık ama haftalar öncesinden yılbaşı için yer ayırtıyor, rezervasyon yaptırıyorlar.
Yılbaşına özel…
SH: Var mı Yılbaşına özel bir şey?
VKA: Biz yine kendimize özgü ve bize yakışan Türk örf ve adetlerine uygun bir pr yapacağız elbette. Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel yılbaşı eğlencesi ve sürprizlerimiz olacak elbette.
SH: Son Olarak konuşmanın başında belirttiğiniz bir başka özelliği daha var buranın neydi o?
VKA: Park sorunu yok. Biliyorsunuz Hollanda’nın hemen hemen her yerinde park ücretli. Bazı yerler gece 23:00’e kadar bazı yerler günün 24 saati ücretli. Par ücretleri malumunuz şehir içinde saati ortalama 3 avro ve o da park yeri bulunursa, yani ücreti bir yana çoğu yerde bir de park yeri bulma sorunu var. Fakat burada hem yeterli park yerimiz var hem de tamamen ücretsiz.
SH: birinci yıl kutlamanıza gelemedik çiçek getiremedik ama bu söyleşi de bizim size küçük bir armağanımız olsun istedik. Son Haber adına çok teşekkür ediyor, nice kutlamalara diyoruz.
VKA: Bende Hollanda ve dünya gündemini takip ettiğim, Hollanda’da her haber ve yazısı ile gündem oluşturan, Türk insanının haber kaynaklarından en başta geleni SON Haber’e bu jesti ve bana bur fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum.
SH: Mekanınız Türkiye’deki OBA’larımız aratmayacak kadar güzel ve bizden, Dostluğumuz ve misafirperverliğiniz ise bu kış gününde SOBA kadar sıcak geldi. O yüzden şöyle belirtmek istiyoruz : Mekanları OBA, yürekleri SOBA...
VKA: Çok teşekkür ederim iltifatınız için siz nasıl uygun görürseniz...
© SONHABER.EU