Haber: Halil Uygun
Belçika’da çeşitli üniversitelerden 15 akademisyen, İsrail’e karşı bir akademik boykot çağrısı yaptı. Antwerpen Üniversitesi Kalkınma Politikası Enstitüsü’nden Gert Van Hecken, Belçika üniversitelerinin "zayıf argümanların arkasına sığınmayı bırakması ve İsrail’deki akademik kurumlarla tüm iş birliklerini durdurması gerektiğini" savundu. Bu çağrı, İsrail'de 3 bin 400 vatandaşın başlattığı, İsrail'e uluslararası yaptırımlar uygulanarak ateşkes sağlanmasını talep eden dilekçeyle uyumlu.
Van Hecken, “Bizim talebimiz, bu dilekçede belirtilen isteklere dayanıyor. Belçika üniversitelerinin, İsrail'deki üniversiteler ve diğer kurumlarla tüm bağlarını koparmasını istiyoruz. Gerçek demokrasi ve eşit vatandaşlık olmadan bu iş birliklerinin devam etmesi kabul edilemez” dedi.
Üniversiteler ve eylem çağrısı
Ancak, İsrail ile akademik iş birliklerini sonlandırmak eğitim kurumları için kolay değil. Antwerp Üniversitesi’nde eski rektör Herman Van Goethem, konuyla ilgili sabırlı olunmasını tavsiye ederken, etik komisyonun olumsuz raporuna rağmen yönetim İsrail’le iş birliğini sürdürme kararı aldı.
Gent Üniversitesi’nin bu konuda daha ileride olduğunu belirten Van Hecken, İsrail hükümetinin “etnik temizlik ve askeri işgal politikalarına” son vermesi gerektiğini vurgulayan açık mektuba destek verdi.
UA sözcüsü Peter De Meyer, "Bu konuda tutumumuz değişmedi," diyerek genel bir boykotun şu anda gündemde olmadığını ifade etti. De Meyer, projelerin çoğunun Avrupa çapında olduğuna ve bu iş birliklerini durdurmanın zorluklarına dikkat çekti.
İsrail’den yükselen ses
Geçtiğimiz haftalarda 3.000’den fazla İsrailli, aralarında eski askerler ve akademisyenlerin de olduğu bir grup, uluslararası topluma İsrail’in Filistin politikalarına karşı yaptırımlar uygulanması için çağrıda bulundu. Öne çıkan imzacılar arasında, Haifa Üniversitesi eski rektörü Prof. Aliza Shenhar ve İsrail Sosyolojik Derneği eski başkanı Prof. Lev Grinberg gibi isimler de yer alıyor. Bu çağrının, İsrail’deki şiddet ve etnik temizlik uygulamalarının ancak dış baskıyla engellenebileceğine dair bir mesaj olduğu ifade edildi.
Cesaret çağrısı: Belçika Üniversiteleri ve boykot
Belçika’daki akademisyenler, İsrail kurumlarıyla olan bağları koparma çağrısını yineliyor. Bu akademik boykotun, İsrail’in insan hakları ihlallerine karşı bir duruş sergileme gerekliliği olduğunu belirtiyorlar. Belçika üniversitelerinin “boykotun özgür sesleri susturacağı” şeklindeki savunmasının, artık geçerliliğini yitirdiğini belirten Van Hecken, İsrail’deki eleştirel akademik seslerin de uluslararası desteğe ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bu akademisyenler, İsrail’deki şiddet yanlısı uygulamalara karşı bir duruş sergilenmezse, Belçika’nın ahlaki sorumluluğunun zedeleneceğini savundu.
Ayrımcılık ve ırk dönemi ve tarihi yükümlülük
Mektupta, Güney Afrika’daki ırk ve ayrımcılık döneminde uluslararası boykotun değişim sağladığına atıfta bulunularak, benzer bir duruşun bugün İsrail’e karşı gösterilmesi gerektiği ifade ediliyor. “Sosyal adalet savunucusu olup, eyleme geçmemek bir çelişki” diyen Van Hecken, Belçika üniversitelerinin adalete katkı sağlamak adına cesaret göstermesi gerektiğini vurguluyor. Bu akademisyenler, uluslararası akademik iş birliklerinin adaleti savunan bir tutumla yeniden gözden geçirilmesini ve gerektiğinde sonlandırılmasını talep ediyor.
Açık mektup
İsrailli Akademisyenlerden Çağrı: "İsrail’i Kendinden Kurtarın, Şimdi Boykot Edin!"
İsrail’e yönelik bir akademik boykot çağrısı giderek güçleniyor. Üstelik bu çağrı yalnızca dışarıdan değil, İsrail içinden de yükseliyor. Geçtiğimiz hafta, aralarında işgal karşıtı mücadelede öne çıkan eski askerlerin de bulunduğu 3.000 kadar İsrailli, uluslararası topluma ateşkes sağlanması amacıyla yaptırımlar uygulamaları için çağrıda bulundu. Öne çıkan imzacılar arasında Haifa Üniversitesi eski rektörü Prof. Aliza Shenhar ve İsrail Sosyolojik Derneği eski başkanı Prof. Lev Grinberg gibi önemli isimler yer aldı. Bu çağrı, uluslararası toplumun, İsrail’in uyguladığı dehşet verici suçlara son vermesi için etkin adımlar atmasının tek yol olduğunu vurguluyor.
"Bizi Kendimizden Kurtarın" – Boş Sözlerden Etkili Adımlara
Bu protestocular, dış baskı olmaksızın İsrail'in suistimallerinin devam edeceğini ifade ediyor. Uluslararası iş birliği ve silah tedariki, İsrail toplumunda ülkenin ihlallerinin göz ardı edileceği algısını güçlendiriyor. Bu süreçte İsrail ordusu, Kuzey Gazze’de yürüttüğü etnik temizlik gibi ağır suçlarla anılıyor. Üstelik İsrail üniversiteleri de bu politikaları desteklerken iç eleştirileri bastırıyor. Bu nedenle, Belçika üniversiteleri de dâhil olmak üzere tüm akademik kurumların İsrailli kurumlarla bağlarını kopararak, iş birliği anlaşmalarını sona erdirmesi ahlaki ve hukuki bir sorumluluktur. Boykot, aynı zamanda uluslararası finansman programlarından İsrail üniversitelerinin ve şirketlerinin dışlanması anlamına gelecektir.
Cesaret ve İnsanlık Gösterin: Belçika Üniversitelerine Çağrı
İsrailli akademisyenler Ilan Pappe ve Maya Wind gibi isimler yıllardır bu boykotu savunuyorlar. İsrail devletinin yalnızca Yahudi olmayan vatandaşlarını ve işgal altındaki Filistinlileri değil, aynı zamanda kendi halkının güvenliğini de ihmal ettiğini belirtiyorlar. İsrail’deki eleştirel seslerin duyulabilmesi için uluslararası desteğe ihtiyaçları var. Belçika üniversitelerinin, “boykot özgür sesleri susturur” gibi argümanlarla pasif kalması artık inandırıcılığını yitirdi. İsrail’deki eleştirilerin de işaret ettiği gibi, akademik iş birliği projelerinin şiddet politikalarından bağımsız olduğu savunması anlamını kaybetmiştir. Akademik bir boykot, şiddet yanlısı bir rejime ahlaki bir duruş sergilemeyi ifade etmektedir.
Belçika üniversitelerinin, topluma ahlaki bir pusula olarak hizmet etmesi ve tam bir akademik boykot uygulayarak cesaret göstermesi bekleniyor. Güney Afrika’daki apartheid döneminde olduğu gibi, uluslararası baskının değişim için önemli bir araç olduğu biliniyor. Bugün, aynı şekilde ya adalete gerçekten katkı sunulacak ya da boş sözlerle yetinilecek.
Mektubu imzalayanlar:
Gert Van Hecken, UAntwerpen, Kalkınma Politikası Enstitüsü, Doçent
Itamar Shachar, UHasselt, Sosyoloji Öğretim Üyesi
Barbara Van Dyck, ULB, Fen Fakültesi, Doktora Sonrası Araştırmacı
Lena Imeraj, VU Brussel, Sosyoloji ve Kentsel Çalışmalar Profesörü
Karel Arnaut, KU Leuven, Sosyal ve Kültürel Antropoloji Profesörü
Matthias De Groof, UAntwerpen, Sosyal Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi
Jihane Sliti, VU Brussel, Ekonomik ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Doktora Öğrencisi
Marlies De Munck, UAntwerpen, Felsefe Yardımcı Doçenti
Guido Vanham, UAntwerpen, Tropik Tıp Enstitüsü, Emeritus Profesör
Guido Van Hecken, Eski Kabine Şefi ve Anti-Apartheid Aktivisti
Roschanack Shaery-Yazdi, UAntwerpen, Tarih Bölümü, Doçent
Philippe Meers, UAntwerpen, İletişim Bilimleri Bölümü, Profesör
Paolo SH Favero, UAntwerpen, İletişim Bilimleri Bölümü
Tomaso Ferrando, UAntwerpen, Hukuk Fakültesi ve Kalkınma Politikası Enstitüsü, Doçent
Danya Nadar, UAntwerpen, Kalkınma Politikası Enstitüsü, Doktora Araştırmacısı
Açık mektupta, “İsrail toplumu, etnik temizlik ve askeri işgal politikalarıyla uçuruma sürükleniyor” ifadesi yer alıyor ve her Flaman üniversitesinden en az bir akademisyen bu metni imzalamış durumda.
"Sosyal Adalet Değerlerine Uygun Davranmak Şart"
Açık mektup, öğrenci protestolarıyla da paralel olarak, İsrail üniversiteleri ile iş birliklerinin sona erdirilmesini talep ediyor. Kalkınma Politikası Enstitüsü’nden bir doçent, "Bir üniversite olarak sosyal adalet değerlerini savunup, bu değerlere uygun eylemlerde bulunmamak kabul edilemez," diyerek üniversitelerin, savundukları değerlerle örtüşen bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etti.
©Sonhaber.eu
Haberlerimizi İnstagram ve TikTok hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.
WhatsAppta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın
Sitemizde yayımlanan haberlerin her türlü hakkı SONHABER.eu’ya aittir. Haberin linki kaynak olarak gösterilmeden alınan haberler için hukuki işlem başlatılacaktır.