Haber: Sedat Tapan
Hollanda Parlamentosu'nun geçtiğimiz günlerde kabul ettiği "Ermeni soykırımı" başlıklı karar, Hollandalı Türkler arasında büyük bir tepkiye yol açtı. Comité Anti-Collaboratie (Anti-İşbirlikçilik Komitesi) Başkanı Ali  Çağlayan, parlamento üyelerine gönderdiği açık mektupta bu kararın tarihsel ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu vurgulayarak, milletvekillerini sert bir dille eleştirdi.

Whatsapp Görsel 2025 04 18 Saat 14.38.16 De49060B

Anti-İşbirlikçilik Komitesi Başkanı: Ermeniler Ruslarla işbirliği yaptı
DENK partisi dışındaki tüm partilerin desteklediği karar, 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan olayları "soykırım" olarak nitelendiriyor. Ancak Hollanda'daki Türk toplumu, bu kararın tek taraflı bir bakış açısıyla alındığını ve tarihi gerçekleri yansıtmadığını savunuyor.

"Tarihsel gerçekler göz ardı ediliyor"
Çağlayan mektubunda, 1915 olaylarının I. Dünya Savaşı'nın karmaşık koşullarında gerçekleştiğini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeni halkını yok etmek için merkezi bir plan yürüttüğüne dair kanıt bulunmadığını belirtti. Aksine, Çağlayan'a göre dönemin Ermenileri, Aramiler ve Pontus Rumları, Ruslarla işbirliği yaparak Türk topraklarında şiddet eylemleri gerçekleştirmiş ve birçok sivili öldürmüştür.

Screenshot 20250418 002931 Photos

Mektupta, bu grupların faaliyetleri II. Dünya Savaşı sırasında Hollanda'daki NSB (Nasyonal Sosyalist Hareket) üyelerinin işgalci Almanlarla yaptığı işbirliğine benzetiliyor.

Hollanda’da son yıllarda dine yönelim ve Müslüman nüfusu artıyor Hollanda’da son yıllarda dine yönelim ve Müslüman nüfusu artıyor
  • Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.

"Hukuki dayanak yok"
Comité Anti-Collaboratie Başkanı, 1915 olaylarının "soykırım" olarak nitelendirilebileceğine dair uluslararası bir mahkeme kararının bulunmadığına dikkat çekti. Mektupta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Perinçek - İsviçre davasındaki kararına atıfta bulunularak, soykırımın çok katı bir hukuki kavram olduğu ve bu nitelendirmenin yapılabilmesi için bir grubu tamamen veya kısmen yok etme özel kastının (dolus specialis) kanıtlanması gerektiği vurgulandı.

344764185 2965519393581541 8527521735992668211 N 800X600 1

Çağlayan, AİHM'in bu konuda bilimsel bir konsensüs olmadığını belirttiğini de hatırlattı ve Bernard Lewis, Guenter Lewy ve Justin McCarthy gibi tarihçilerin de olayları soykırım olarak nitelendirmenin uygun olmadığı görüşünde olduklarını ifade etti.

"Toplumsal barışı tehdit ediyor"
Açık mektupta, parlamentonun kararının tarihsel gerçekleri değiştirmeyeceği, ancak toplum içinde düşmanlık ve bölünmeyi körükleyeceği savunuldu. A. Çağlayan, bu tür tanımaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve sembolik siyasetten öteye geçmediğini belirterek, bunun toplumsal uyuma zarar verebileceği uyarısında bulundu.

Screenshot 20250418 002855 Photos

Hollanda'daki Türk toplumu, parlamentonun kararını protesto etmek için önümüzdeki günlerde bir dizi etkinlik düzenlemeyi planlıyor. Türk toplumu temsilcileri, tarihi olayların duygusal veya popülist motiflerle değil, sağlam tarihsel ve hukuki araştırmalar temelinde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

Hollanda hükümetinin bu konudaki tutumu henüz netleşmemiş olsa da, parlamento kararının Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilere de yansıması bekleniyor.

Parlamento üyelerine gönderilen mektubun aslını bu Linkten okuyabilirsiniz.
©Sonhaber.eu

Fotoğraflar: Sedat Tapan - Fotoğraflar, Enschede de sözde soykırım protestosu